Üstel Bir Dünya
Tarihsel veriler, yarı iletken karmaşıklığı işaret eden Moore Yasası’ndan daha öte üstel kalıpları gösterir. Örneğin Amerikan Patent Ofisi tarafından tanımlanan yıllık “önemli keşif” sayısı 1750’den beri her yirmi yılda ikiye katlanmıştır. Kurzweil, dünyamızdaki bu üstel değişim modelini “Sürekli Artan Çıktılar Kanunu” (The Law of Accelerating Returns) olarak adlandırır.
Üstel eğilimlerin bir noktada birleşmesi, özellikle elektronikler için neden teknolojik değişimin sadece hızlı değil aynı zamanda tek bir kategoride kalmasından ziyade kategori tomarında olmasının nedenidir. Şimdi mikroçip performansı her 18 ayda bir ve hafıza performansı her 15 ayda bir iki katına çıkarken, yakın ve uzak kategorilerdeki benzer hızlanmayı da görüyoruz. Kablosuz ağ kapasitesi her dokuz ayda bir ikiye katlanıyor. Optiksel kapasite her yirmi ayda bir ikiye katlanıyor. İnternet servis sağlayıcılarının maliyet/fiyat oranı her yirmi ayda bir ikiye katlanıyor. Haritası çıkarılan insan geni sayısı her 18 ayda bir ikiye katlanıyor. Beyin taramalarının çözünürlüğü (beynin nasıl çalıştığını anlamak için bir anahtar, güçlü bir yapay zeka üretmenin önemli bir parçası) her yirmi ayda bir ikiye katlanıyor ve bir yan ürün olarak şahsi ve servis robotlarının sayısı şu ana kadar her dokuz ayda bir ikiye katlandı. [1]Singularity is near, Kurzweil
Bu eğilimlerin karanlık tarafı, kabiliyetlerimizdeki üstel değişimin yalnızca yaratmak için değil aynı zamanda yok etmek için oluşudur. Modern çağın jetlerinin öldürme kapasitesi, elinde kılıç taşıyan Romalı bir lejyonerin öldürme kapasitesinin yarım milyon misline sahiptir. Sadece 20’nci yüzyılda, topçu ateşinin menzil ve etkisi 20 katlık bir faktörle arttı ve benzer şekilde anti tank ateşi 60 katlık bir faktörle artış gösterdi.
Kabiliyetlerdeki bu değişimler savaşma şeklimizi de değiştirdi. Mesela şu ana kadar üstel olarak daha ölümcül silahlar, savaş alanının eşit şekilde üstel “esnemesine“ yol açtı. Eski zamanlarda savaşan insanların sayısını doğal olarak kaplayacakları alana böldüğünüzde, bir futbol sahası kadar alanı kapatmak için ortalama bir zırhlı piyade ve onun 500 arkadaşı gerekirdi. Bu yüzden Spartaküs veya 300 Spartalı gibi filmlerde, savaş sırasında tüm orduyu görebilirsiniz. Amerikan iç savaşında silahlar öyle güçlü menzil ve ölümcül özellik kazandı ki aynı futbol sahası büyüklüğünde bir alanda 20 kadar asker savaştı. Birinci Dünya Savaşında bu futbol sahasında sadece iki asker kalmıştı. İkinci Dünya Savaşında tek bir asker beş futbol sahasınıkendisine ayırmıştı. 2008 yılında Irak’ta, personelin araziye oranı her bir ABD askeri için 780 futbol sahasıydı.
Nasıl savaştığımıza dair aynı üstel değişim kısa bir sürede havada yapılan savaşlarda da görüldü. İkinci Dünya Savaşı sırasında tek bir hedefi yok etmek için 108 uçak gerekiyordu. 2001 yılında Afganistan’daki hava saldırıları sırasında oran takla attı, ortalama bir uçuş başına her uçak 4,07 hedefi yok ediyordu.
Bağlanırlık (connectivity) da insan toplumunu daha hızlı değiştiren yeni teknolojilere izin vererek üstel bir oranla artmaktadır. Örnek olarak tekerlek ilk olarak Sümer’de M.Ö. 8500 civarında ortaya çıktı. Fakat tekerleğin genel olarak hayvanların çektiği arabalar ve sabanlar da kullanımı 3000 yıl aldı.yani, şimdi bizim medeniyet olarak bildiğimiz insan şehirlerini mümkün kılan tarım devrimi binlerce yıl sürdü. 18’nci Yüzyıla gelindiğinde, iletişim ve ulaşım endüstriyel çağı başlatarak öyle bir hale geldi ki, buharlı motorların yaygınlaşması bir yüzyıldan az sürdü. Günümüzde bilginin yayılması neredeyse anlıktır. İnternetin yaygınlaşması neredeyse 10 yıl aldı (ve internet trafiği her altı ayda bir ikiye katlanıyor). Şimdi öyle bir yerde ki bir buluş tüm dünyaya nano saniyelerde yayılıyor.
Kurzweil tüm teknolojik değişimin (gelişimini, karmaşıklığını ve insan toplumundaki önemini ölçerek) tarihsel bir analizini yaptığında bu icat etme, iletişim ve işlem yakınsamalarının ikiye katlama periyodunun her 10 yılda bir tekrarlandığını buldu. Bireysel teknolojiler düzensiz hareket eder fakat teknolojik bileşimin genel akışı, sabit bir yüzde 7 yıllık büyüme oranına zamanlanmıştır. Bu demektir ki endüstriyel çağ periyoduna kadar teknolojik değişimin genel durumu o kadar yavaştı ki hiç kimse bunu kendi yaşam diliminde fark edemedi. Romalı lejyoner veya Orta Çağ’ın bir şövalyesi belkide tüm hayatlarında yaşadıkları, iletişim kurdukları, oynadıkları veya savaştıkları yolu değiştiren tek bir teknolojik değişim ile sürdürdüler. 1800’lerin sonunda değişim insanların onu “icatların altın çağı” olarak adlandırmasına yetecek hızda, on yıllar içinde ve sonra yıllar içinde gerçekleştirildi.
Fakat bu değişim periyodu, katlama eğrisinin hızlanışının sadece başlangıcıydı. Şu anki üstel büyüme oranları gösteriyor ki 1990’larda ondan önceki 90 yıldan daha fazla teknolojik değişimi tecrübe ettik. Başka bir deyişle 2000 yılındaki teknoloji büyük büyük babalarımızın 1900 yılındaki teknolojisine göre günlük yaşamlarımızda 1000kat daha gelişmiş, daha karmaşık ve daha bütünseldi. Daha önemlisi onlar, her yeni icadı sindirebilmek için on yıllar ve ardından yıllara sahipken biz şimdi daha büyük yığınlar halinde ve daha kısa zaman periyodlarında bunu yapmak zorundayız.
Kısacası, Moore yasası, transistörlerin değerinin düşmesiyle sayılarının her 18 ayda bir ikiye katlanacağını ve bu oluşum en az 10 yıl devam edeceğine dayanmaktadır. Moore daha sonra bu süreyi 24 ay olarak düzelmiştir. Üstel büyüme üzerine tanımlanan bu kavram günümüze kadar halihazırda kabul edilmektedir. Kurzweil ise tıpkı Moore’un şimdiye kadar literatürde baz alınması gibi, “Hızlandırılmış Kazanımlar Yasası” teorisinin geleceği yöneteceği görüşünde. Her yeni teknoloji, artan işlemci kapasitesi üstel bir kazanım yaratacaktır. Bu ayrıca insanın evriminden, bakteriyel yaşama kadar bir çok süreci kapsayan yepyeni bir dönemin karşılığı olacaktır. [2]https://www.sozcu.com.tr/2015/teknoloji/
Singularity(Tekillik) ile bir üst safhada insan ve makinelerin bir olacağı bambaşka bir evrim anlamını taşıyan bu teorinin gerçekleşmesi, bilgi işleme hız ve kapasitesinin teknolojinin üstel olarak hızlanmasıyla mümkün olacaktır. Teknoloji endüstrisi, ısınma ve enerji problemlerinin çözülmesi durumunda Kurzweil in %86 oranda gerçekleşen öngörüleri dahilinde bir gelecek gerçekleşecektir. Belkide ABD Kara Kuvvetlerinde Yarbay Bateman’ın dediği gibi “Kurzweil iyi bir teknoloji uzmanı olmasına rağmen kültürel (yada ekonomik) antropolog olarak pek başarılı değildir.” Ancak savaşın geleceği hakkında bir ABD Kara Kuvvetleri raporunda söylediği gibi, “ Hiç kimse yeniliklerin ikincil ve hatta üçüncül ve dördüncül etkilerini tahmin edemez. Fakat bu onları görmezden gelmemizi gerektirmez.” [3]Robotik Savaş, P.W.Singer
Öyleyse içinde bulunduğumuz dünyanın üstel olarak değiştiğinin farkında olmalı ve değişmeyen tek şeyin değişim olduğu bilinci ve değişmeyenin yok olacağı algısı ile geçmiş ile övünmekten ziyade geleceğe yönelik adımlarımızı hızlandırmalıyız. Aksi takdirde doğal seleksiyon gereği besin zincirinde hak ettiğimiz yerin aşağısında bir konumda olmaya kendimizi mahkum etmiş oluruz.
About The Author
References
↑1 | Singularity is near, Kurzweil |
---|---|
↑2 | https://www.sozcu.com.tr/2015/teknoloji/ |
↑3 | Robotik Savaş, P.W.Singer |