Bir Varmış İki Olmuş
İlk ne zaman duydum bilmem ama ‘Bir Varmış Bir Yokmuş’ ile başlayan hikâyeleri oldum olası severim. Kocaman oldum ve hala ‘Bir Varmış’ara karşı ilgim baki.
Bir varmış bir yokmuş … Güzeller güzeli prenses prensine kavuşmuş.
Bir varmış bir yokmuş … Budala prens aşık olduğu kızı sadece ayağından tanıyabileceği için tüm ülkedeki kızları ayak üstü eleye eleye biricik aşkına kavuşmuş. Sanırım bizim prens sağlam ayak fetişistiymiş.
Bir varmış bir yokmuş… Kel kızla Gül kızın hikâyesinde iyi kalpli insanlar kazanmış.
Bir varmış bir yokmuş … Pinokyo’nun burnu uzamış.
Bir varmış bir yokmuş …
Hayal dünyamızı renklendiren masallar ne güzel öyle değil mi?
Renkli, cıvıl cıvıl, tonton ninelerin, sevimli dedelerin olduğu, hayvanların konuştuğu, iyilerin kazandığı, kötülerin ders aldığı bir hayal dünyası.
Şimdi büyüdük, koca insan ya da insancık olup gerçek hayata aktık gittik.
Hayatımızda ki birçok şeyi –gereksizce- ciddiye alarak heder olduk. İşimizdeki aksilikleri, patronların dır dırını, sevgililerin nazını, eşlerin rest çekişlerini, çocukların yalandan düşüşlerini, karnelerdeki kırık notları, saçlarımızdaki kırıkları, modaya uyum paniğini, ocaktaki yemeği, yüzdeki çizgileri, alnımızdaki ergenlik sivilceleri, vs vs
Kendimizi ötelemek için o kadar boŞtan sebeplerimiz var ki. Aslında işlerimizdeki aksilikler canımızı sıksak da sıkmasak da olan olacak ve tecrübe kazanacağız. Patronların beğeni sınırının olmamasını, sevgililerin/eşlerin vırvırlarını, çocukların tecrübe yaralarını, yüzümüze düşen yaşanmışlık çeltiklerini dert etmemek bizim yararımıza olacaktır.
Bir sıkıcı patronun yeri geldiği zaman rehber olacağını,
İşlerimizi kolaylaştıran birçok çözüm ortağının kimi zaman eğlenceli bir arkadaş olacağını,
Öğretmenlerimizin umulmadık anlarda talebe olduğunu ve bizlerin de hoca olacağımızı,
Düşman gördüğümüz kişilerle sürpriz bir şekilde ortak noktada buluşarak paydaş olacağımızı,
Annelerimizle ya da babalarımızla yıllardır çılgınlık yaptığımız kankalarımızdan daha deli eğlencelere katılabileceğimizi,
Her uğradığımız gazete bayimizden yazılmayan haberleri alarak sıkı bir muhbirlik anlaşması yapacağımızı unutmamalı ve kalıplarımızdan kurtulup zamana, fırsata ve duruma göre şekillenebileceğimizi unutmayalım.
Bazen 2×2=5, bazen de bir olan iki ve hatta üç bile olabilir.
Yeter ki hayatı sıkıcı olmaktan çıkartıp, varlıklarımızı ikiyle ve fırsatlarımızı beşle de çarpmasını bilelim.