Her toplum kendine layık olduğuna inandığı liderleri seçer ve onlar tarafından yönetilir. Hem toplumların hem de iş hayatında şirketlerin performansı liderlerin performansı tarafından belirlenir. Günümüz dünyası her alanda ağırlıklı olarak erkekler tarafından yönetilmektedir. Aşağıda yer verdiğimiz araştırmanın sonuçlarına göre ne ülkelerin ne de büyük şirketlerin performansı toplumların geniş kesimlerince yeterli bulunmaktadır*. Bu durum sadece milli geliri düşük ülkelere özgü olmayıp, Avrupa modelinde olduğu gibi ulusal geliri yüksek ülkeler için de geçerlidir. Bütün bu gelişmeler endüstri devriminin başından bu yana gelen ve dünya savaşlarıyla pekişen, erkeklere özgü “komuta kontrol” anlayışının sonuna gelindiğini göstermektedir.
Gerzema ve D’Antonio’unun Dünya Gayrı Safi Milli hasılasının yüzde 65 ini üreten 13 ülkede 64 bin kişiyi içine alan bir araştırmayı yaptılar. Bu araştırmada önce 125 sıfat 32 bin kişi tarafından kadın ve erkeklere özgü ve her iki cinsiyet için ortak özellikler olarak ayrıştırılmış ve daha sonra da araştırma grubunun diğer yarısını oluşturan ve bu sınıflandırmadan habersiz 32 bin kişiye; “Bugünün liderlerinde görmek istedikleri” nitelikler sorulmuştur. Liderlik açısından değerlendirildiğinde kadınlara özgü olarak görülen; işbirliğine yatkın, sorunları güçle değil mantıkla çözen, sadık, dinleyen, öğrenen, uzlaşmacı, esnek ve sabırlı olma özellikleri ön plana çıkmıştır. Buna karşılık erkeklere özgü görülen az sayıdaki özellik (bağımsızlık, analitik olmak, kararlılık) liderde aranan nitelikler arasında yer almıştır.
Başarı
Yazımıza konu ettiğimiz araştırma başarı, ahlak ve mutluluk alanlarını da kapsamaktadır. Bu araştırmaya katılanların yüzde 80’i başarı için iyi ilişkiler sürdürmenin ve insanlara saygının paradan daha önemli değerler olarak öne çıktığını söylemiştir. Yüzde 50’nin üzerindeki bir grup “kibar insanların” saldırgan ve kontrol edici olanlardan daha başarılı olacağına inandığını belirtmiştir. Bu başlık altında işbirliği, nezaket ve empati en çok tekrarlanan sıfatlar olmuştur. Bu sonuçlar toplumdaki başarı algısının daha çok kadınlara özgü sıfatlar yönünde değiştiğini göstermektedir. Başarı ile özdeşleştirilen erkek sıfatları ise saldırganlık, analitik olmak, bağımsızlık ve kararlılıktır.
Ahlak
Araştırmacılar ahlak konusunu araştırırken gelenek, din ve kültür kavramları üzerinden ilerlemişlerdir. Yazıdaki şekilde görüldüğü gibi, istatistik analizler ahlak ile sadakat, mantık, empati ve diğerkamlık (selflessness) gibi kadınlara özgü olarak değerlendirilen özellikler arasında kuvvetli bir korelasyon (ilişki) olduğunu göstermiştir. Bu özelliklere atfedilen önem toplumlarda öfkeye neden olan; tamah, yozlaşma ve bencilliğe tepkidir. Toplumsal dokunun ve ekonominin sağlamlığı genel ahlak ve güvenle yakından ilişkilidir. Toplumda yaygınlaşması beklene bu özellikler kadınlara özgü sıfatlar arasında sayılmıştır. Erkeklere özgü görülen saldırganlık, kararlılık, bağımsızlık ve gurur niteliklerinin ise ahlak dışı davranışları kolaylaştırdığı düşünülmüştür. Böyle bir anlayış içinde bağımsızlığın özünü oluşturduğuna inanılan, erkeklere özgü saldırganlık ve kontrol gibi niteliklerin yerini iş birliği ve paylaşma almıştır. Araştırmada ortaya çıkan en önemli özellik kendine odaklı liderlik anlayışının yerini anlam duygusu yaratmaya odaklı yaklaşımın almış olmasıdır.
Mutluluk
Araştırmanın yürütüldüğü bütün ülkelerde en güçlü bağ, kadın özellikleri ile mutluluk arasında kurulmuştur. Yukarıda başarı ve ahlak konusunda sıraladığımız sabır, sadakat, mantık, ve esneklik özellikleri empati ile birleşerek yeni dünya anlayışını yansıtmaktadır. Geçmişte zenginlik, bolluk ve servetin erkeklere ait özellikler olan güç (iktidar) ve güvenin sonucu olduğu düşünülürken; bugün bolluk ve zenginliğin bilgi ve etki gibi farklı değerlerle yer değiştirdiği görülmektedir. Buna karşılık erkeklere ait olduğu düşünülen saldırganlık, baskınlık, sertlik ve cesur olmak gibi özelliklerin hiç birisi “büyük liderlik”, mutluluk, başarılı ve ahlaklı olmakla ilişkili bulunmamıştır. İlginç olan erkelere özgü kabul edilen kararlılık ve güvenli olmanın da istenin en sonunda yer almış olmasıdır.
Liderlik
Bu araştırmada liderler için ihtiyaç duyulan ideal liderlik özelliklerin birçoğunun kadınlara ait nitelikler olduğu görülmüştür. Örneğin araştırma kendini samimi olarak ortaya koyan, duygularını açık ve dürüst olarak ifade eden liderlere ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymuştur. Böylece gücü temsil eden liderlerle kişisel bağ kurulabileceğine inanılmaktadır. Liderde aranan çok önemli bir özellik sabırdır. Bu özelliğin sorunları güçle değil, mantıkla çözeceği düşünülmektedir. Ayrıca iyi bir liderin kısa dönemli yüzeysel çözümler yerine, gelecekle ilgili sürdürülebilir ve uzun dönemli çözümleri planlayan bir kişi olması beklenmektedir. Erkeklere özgü özellikler olarak görülen kararlılık ve dirençlilik önemsenmekle birlikte, toplumun gözünde kazanmanın tanımı değişmektedir. Çünkü karşılıklı bağlı ve bağımlı ekonomik ilişkilerin yaşandığı bir dünyada birleştirici olmak daha önemli bir özellik olarak görülmektedir.
Araştırmanın düşündürdükleri
Bu araştırma, Walkow ve Jacobs’un bulgularıyla birleştirildiğinde, kadınların yönettiği kurumların tüketicilere, iş arkadaşlarına ve yatırımcılara daha çok güven verdiği yönündedir. Kadınların daha iyi dinleyici olması ve empati kurması, özellikle kriz dönemlerinde özel ve kamu kurumlarına kaybedilen güvenin kazanılmasında etkili olabilmektedir. Kadınların sivil toplum kuruluşlarda, özellikle insan ihtiyaçlarına olan duyarlılıkları nedeniyle, çok daha başarılı oldukları bildirilmektedir. Finansal kararlarda kadınların erkeklere kıyasla daha az risk alma eğiliminde olduğu ise bilinir. Buna rağmen aynı işi yapan kadınların erkeklerden daha az kazandığı, büyük şirketlerin yönetim kurullarında ABD’de bile beş erkeğe karşılık bir kadından daha düşük bir temsil oranı olduğu da bir gerçektir. Bu sayının Türkiye’de çok daha düşük olduğunu belirtmeye ise ihtiyaç yoktur.
Sonuç
Sabır, duyarlılık ve insanlarda anlaşıldığı duygusunu yaratmak, temposu yüksek ve karşılıklı bağımlılığın egemen olduğu bir dünyada büyük önem taşımaktadır. Günümüzde iş hayatında olduğu gibi toplumsal yaşamın her alanında kadınlara ait özellikler olduğu düşünülen kibarlık, işbirliği ve başarıyı paylaşmak hem iş sonuçları açısından, hem de uyumlu bir toplum için temel değerler olmuştur. İş yaşamının ötesinde, dünyayı içine alan yolsuzluk ve savaşların azalmasının da kadınların temsil ettiği güven ve adaletin yaygınlaşmasıyla mümkün olacağı düşünülmektedir. Çünkü iyi bir hayat saygın bir iş, anlamlı ilişkiler ve güvenli bir çevre içinde yaşamakla mümkündür. Ve kadınların böyle bir dünyayı oluşturmak için erkeklerden daha büyük bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir.
Bu yazı Sayın Acar Baltas tarafından yazılmış olup 06.02.2019 tarihinde acarbaltas.com da yayınlamıştır.
Referans: http://www.acarbaltas.com/kadinlarin-yonettigi-bir-dunyada-yasamak-2/
Kaynaklar:
- Gerzema,J., D’Antonio,M.: The Athena Doctrine. Jossey-Bass, 2013
- Walkow,J., Jacobs,C.: Leading Women, 2011.
- Powell,M.,Ansic.D.: Gender Differences in Risk Behaviour in Financial Desicion Making. J of Economic Psychology, Vol.18, 1997.
- Catayst. “Woman on Boards” ‘ . Catalyst.org, 2012
[1]http://www.acarbaltas.com/kadinlarin-yonettigi-bir-dunyada-yasamak-2/
References
↑1 | http://www.acarbaltas.com/kadinlarin-yonettigi-bir-dunyada-yasamak-2/ |
---|