Kızıl Bir Küheylan Öfkem
Kızıl bir küheylan öfkem, ellerim yelelerinde, eyersiz almış beni sırtına, dörtnala koşuyoruz onunla, dörtnala bu karanlık sokaklarda…
Kızıl bir gece öfkem, elleri dolanmış saçlarıma, beni almış koynuna, hızla doluyoruz bu kokuşmuş ketin sokaklarına…
Kızıl bir sevda öfkem, elleri avuçlarımda, yolumda kızıl bir ışık huzmesi, kor gibi yağıyorum bu masum kentin sokaklarında…
Neden diye sorma…
Sustuklarıma say bütün bunları, susup ta içime atıklarıma, içimi yok saydıklarıma… Kendime gözümü kapattıklarıma say. Kendime kulak asmadıklarıma… Yüz çevirdiğim anlara say kedi duygularıma… Anlayıp ta el uzatmadığım günlere, hakkını vererek başımdan esemeyen yellere say. Doya doya hakkı verilmemiş günlere, umursanmadan yaşanamamış anlara say…
Say sustuklarıma…
Say yuttuklarıma…
Yutarken genzimi yakan, nefesimi dağlayan ve mideme tortulanan o acılara say…
Bastırdığım hislerime say…
Kızıl bir küheylan öfkem, öyle bileniyor ki ruhum onunla…
Ben sükûnete teslim etmişken benliğimi, sessizliğe alıştırmışken kendimi, içimde ehlileştirdiğimi zannetmişken öfkemi… Gece ay ışığında, karlar altında içimde bir ateş, içimde bir sızı, içim kendini hayli zamandır unutmuşken… Bir kızıl küheylan belirdi karların arasında, yeleleri dalga dalga, gözleri ışık ışık, teninde kızıl bir aydınlık, göklerin zarafeti ve toprağın gücüyle, Yağmurun bereketi, ayın gökteki yüzüyle ve var gücüyle. Elimi uzattım ona, yüzünü yüzüme yaklaştırdı, alnını alnıma dayadı… Bana bir şeyler fısıldadı…
Neden geldin buraya dedim ona.
Neden oturuyorsun hala dedi delici bakışlarla. Tanıyordum onu, huzurun kıyısında da olsam bu kızıl başlı öfkenin hareket gücümü artıracağını biliyordum.
Kalk dedi bana, hadi atla sırtıma, içinden sana çok seslendim, ayaklarımı yere vura vura. Şimdi karşındayım atla sırtıma.
Doladım ellerimi öfkemin kızıl başına, yalın ayak atladım sırtına.
Öfkem içimi dağlayan acıların içinden, sessizliğin içinden çıkıp gelmişti yanıma.
Kızıl bir küheylan öfkem, ellerim yelelerinde, eyersiz almış beni sırtına, dörtnala koşuyoruz onunla dörtnala bu karanlık sokaklarda…
Nereye varacağız sorma, topladım içimde ne varsa, bana ne verdiysen onu vermeye geliyorum sana…