micro expressions chart Pretty emotions Facial expressions

Reading Time: 5 minutes

Bu yazımız bir öncekinin devamı niteliğinde olup, yine sözsüz iletişim sinyallerini okumakla ilgili olacak. Öncelikle yüz bölgesindeki kasların birbiriyle kombinasyonuna ve bunların bizim için ne ifade ettiklerine odaklanacağız. Bu kombinasyonların tamamı birer duyguyu açığa çıkarır. İnceleyeceğimiz temel duygular: öfke, tiksinme, mutluluk, korku, şaşkınlık, üzüntü ve küçümseme olacak. Bu duygular ve açığa çıkış biçimleri evrenseldir, diğer tüm insanların yüzlerine baktığımızda bu duyguların işaretlerini görebiliriz. Dünyanın en ilkel kabilesindeki biri de, metropolde yaşayan herhangi bir insan da sevindiğinde aynı yüz ifadesini verecektir.

Öncelikle dikkat etmemiz gereken şey amigdala. Amigdala beynin en ilkel (eski) ve duygularla direkt bağlantılı olan küçük bir kısmıdır. Yaşamsal faaliyetlerimizi düzenler. Tam da bu nedenden dolayı iyiden çok kötü anıları depolamaya yatkındır ve çevredeki tüm uyaranlara karşı gerekli yanıtları hazırlamakla meşguldür. Daha önce yaşamınızın tehlikede olduğu bir anı burada depolanır ve tekrarlanmaması amacıyla benzer işaretleri gördüğü ortamdan uzaklaşma eğilimi gösterir. Bundan dolayı özellikle olumsuz olan duyguları daha net okuyabilmemizi sağlasa da tüm duygularla kesin bir bağlantı içindedir. Amigdala ne kadar aktifse duygu da o kadar yoğundur ve kendini o denli açığa çıkarır.

Duygular memelilerin hayatta kalabilmeleri ve genlerini bir sonraki kuşağa aktarabilmeleri için gerekli davranışları sergileyebilmesini sağlamak üzere evrimleşmiştir ve insanlarda bunun en net okunabildiği bölge yüzdür. Fakat duygular kısa sureli olma eğilimindedir özellikle yüz bölgesinden okumaya çalıştığımız duygular salise sürebilir. Yani bunları anlık olarak okuyabilmek üzere sürekli pratik yapmamızı gerektiriyor. İnsanların duygularını okuyabilmek tahmin edebileceğinizden çok fazla işe yarayabilir. Bunu sadece o an dile getirilen duygu ile yüzde açığa çıkan duygu arasındaki çelişkiyi fark eden bir yalan detektörü olmak olarak algılamayın, kendinizi bir iş görüşmesinde hayal edin ve mülakat esnasında sorulara cevap verirken düşünün. Mülakatı gerçekleştiren İK uzmanı veya yönetici, fazla mesai yapıp yapamayacağınızı soruyor ve siz de bu soruya olumsuz cevap veriyorsunuz. Belki yöneticiniz onlar için olumsuz sayılabilecek diğer şartlarınızı tolere edebilir durumdaydı fakat çalışmayı planladığınız bu yer bir nedenden dolayı fazla mesai yaptırmayı gerektirebilecek bir çalışma ortamına sahip. İK uzmanının yüzünde saniyelik belirecek bir dudak hareketi burada farklı bir manevra yapmanızı gerektirebilir, işi gerçekten istiyorsanız yöneticinize biraz önce verdiğiniz olumsuz bilgiyi biraz daha makul hale getirecek şekilde uzlaşmaya açık hale getirebilir ya da fazla mesai sizin için söz konusu değilse duyguyu görmezden gelmeyi tercih edebilirsiniz. Bu ikili ilişkilerinizde de çok işe yarayabilir. Olası bir flört edinmişsinizdir ve sinemaya gitmek istiyorsunuz, iki taraf da birbirini tanımıyor ve olabildiğince kibar davranmaya çalışıyor. İki taraf da diğerinin herhangi bir talebine bana uyar tepkisi vermeye hazır, bilim kurgu filme gitmeyi teklif edebilirsiniz ama belki de karşınızdaki aksiyon filmlere bayılıyordur. Yüzünde belirecek anlık bir kombinasyonu fark etmekle zamanın ikiniz için de keyifli geçmesini sağlayabilir ve artık aksiyon filmlerinden daha fazla hoşlanmaya kendinizi alıştırmakla işe başlayabilirsiniz.

Ayrıca bunları sadece karşı tarafı okuyabilmek amaçlı değil, karşınızdakinin de sizi daha “iyi” anlayabilmesi amacıyla kullanabilirsiniz. İletişimin büyük kısmı sözsüz olarak gerçekleşiyor, Ben burada mimikleri bilinçli okumayı ya da manipülatif olanları ayırt etmeyi öğrenmekle ilgileniyorum fakat biz bunları ayna nöronlarımız sayesinde günlük hayatta bilinçsiz olarak yapıyoruz zaten. O an için isimlendiremiyor ya da karşılığında ne tepki vermemiz gerektiğinden emin olamıyor oluşumuz durumu değiştirmiyor. Ayna nöronlar başka insanların hareketlerini kopyalayabilmemize ya da başkalarının herhangi bir hareketinde onunla ayni hissi yaşayabilmemize olanak veren nöron grubudur, yani bir filmi izliyor olmaktan aldığımız haz tamamen bununla ilintili. Sosyal yaşamı sürdürebilmede de önemli role sahip, ayna nöronlar sayesinde karşınızdakinin hareketini ve o anki hislerini kestirebilir, bu sayede emsal teşkil edebilecek diğer canlı türleri gibi onu yok etmenize gerek kalmadan zihinsel olarak dost veya düşman olarak kategorize edebilirsiniz. Biz sosyal memeliler böylelikle toplum halinde yaşamayı sürdürebiliriz. Ayrıca eski çağlarda avlanma davranışını gerçekleştirirken de diğerinin davranış örüntüsünü takip edebilmemizde oldukça ise yaradığı düşünülüyor. Taklit etme ve karşındakinden öğrenme düzeyinde önemi mutlaktır.

Mikro ifadeleri yakalamak için yüzü 3 bölgeye ayırarak inceleyebiliriz. Alın-kaşlar, burun çevresi ve dudak-çene hattı olarak belirlenebilir. Alın ve kaşlar kontrolü en zor bölgeler olmakla beraber burada genellikle şaşkınlık, üzüntü ve korku anlarında yoğun ifadeler belirir.

  1. Üzüntü

Üzüntü anında aşağıdaki görsellerde de inceleyebileceğiniz gibi (hafif melankoliden yoğun ağlamaya doğru sağdan sola sıralanmış şekilde) kaş uçları yukarı kalkar, dudak kenarları aşağı meyillenir. Dudaklar ters bir U şekli çizer aslında. Gerçek bir üzüntünün en güvenilir işareti alındaki kırışıklıklar olacaktır. Üzüntünün yoğunluğu ile alındaki kırışıklıkların yoğunluğu doğru orantılıdır. Çene de aynı şekilde nispeten yukarı bükülecektir. Bahsettiğimiz konuda rehber sayılabilecek olan Lie To Me dizisinin bir bölümünde de bu konu işlenmişti. Hüzün belirtisi göstermesi gereken bir kadının o an alnında herhangi bir hareketlenme olmayışı onu şüpheli konumuna getirecekken esasında kadının botoks yaptığı anlaşılmıştı. (Botoks yüz ifadelerini sınırlayan estetik bir müdahale.)

 

 

 

2. Şaşkınlık

Şaşkınlık anlık tepkilerdendir ve salise sürmesi gerekir. Yani gerçek şaşkınlığı görebilmeniz için sürekli tetikte olmanız gerekir, bundan uzun süren şaşkınlık ifadeleri manipülatif amaç güder. Şaşkınlık anında kaşlar havaya kalkar, gözler kocaman açılır. Şaşkınlık ifadesi korkuyla bir miktar benzerlik gösteriyor, ben sıklıkla karıştırıyordum. Korkuda kaş uçları üzüntüdeki gibi yukarı kalkarken şaşkınlık ifadesinde böyle bir şey görülmez, ayrıca şaşkınlıkta ağız serbest bicimde açılırken, korku anında dudak kenarları aşağı ve kenarlara doğru gerilir.

 

 

 

  1. Korku

Kaşlar eğimli şekilde yukarı kalkar, boyun kasları gerilir, ağız açılır ve dudaklar da alt geriye doğru çekilir. Göz bebekleri büyür. Yüzde bilinçli olarak oluşturulması zor kombinasyonlardandır. Sahtesi kolaylıkla ayırt edilebilir.

 

 

 

  1. Mutluluk

Bu ifadeyi kolaylıkla tanıyoruz, çoğu zaman sahtesini takındığımız da oluyor. Gerçek gülümsemede dudak kenarları yukarı kalkar, göz kenarlarında kırışıklıklar belirir, yanaklar dolgunlaşır ve gözün daha kısık görünmesini sağlar. Sahtesinde ise tam tersi, dudak kenarları düz kalır, göz kenarlarında kırışıklık belirmez. Ayrıca küçük bir ipucu: iyi bir ön izlenim bırakmak istediğinizde yapmanız gereken ilk hareket gülümsemek olmalı. Ayna nöronlardan bahsetmiştik, karşınızdaki bilinçaltı seviyede ister istemez sizi taklit edecek ve ilk kez gördüğü bu insan için olumlu duygular inşa etmeye başlayacaktır.

 

 

 

  1. Öfke

Öfke de aynı gülümseme gibi sahtesine en çok başvurulan ifadelerden biridir. Bununla karşımızdakine güç gösterisinde bulunabilir, olası bir kavgayı daha gerçekleşmeden kazanabiliriz. Blöfü gerçekten ayırt etmenin birkaç işareti var. Gerçekten öfkelenen birinin özellikle dudaklar sımsıkı kapanır (dudakların açık olduğu durumlarda da dişlerin birbirine kenetlenmesi devam eder.) ve dişler birbirine kenetlenir, ağızdan nefes alımı kısıtlandığı oranda burundan alınan nefes yoğunlaştığı için burun kanatları genişler. Kaşlar çatılır. Kaşların arasında V harfine benzer bir şekil belirir. Tavsiyem bu ifadenin gerçeğini gördüğünüz bölgeden kaçının, özellikle aşağıdaki görselde en solda bulunan ifade gibi en üst seviye öfke belirtisi gösteren bir kimsenin blöfünden kuşkulanmayın.

 

 

 

  1. Tiksinme ve Küçümseme

Tiksinme ve küçümsemeyi aynı başlık altında inceleyeceğiz. Çünkü tiksinme aslında küçümsemenin yoğun halidir. Aşağıdaki görseldeki ilk iki yüz ifadesi bize küçümsemeyi verirken diğer ikisi tiksinme olarak değerlendirilebilir. Tiksinme ifadesinin en net okunacağı bölge dudaklar ve burundur. Üst dudak hafifçe yukarı gerilmiş burun kenarları da yine hafifçe yukarı çekilmişse bunu küçümseme olarak değerlendirebiliriz. Ayni şekilde burun ve üst dudak belirgin biçimde yukarı doğru çekilmişse bu net bir tiksinme ifadesini verir. Gerçek tiksinme ifadesini genelde yoğun ve kotu bir koku duyduğumuzda gösteririz.

Bununla beraber yalnızca küçümsemeyi gösteren farklı bir yüz ifadesi de tek bir dudak kenarının hafifçe yana çekilmesidir. Bu genelde konum olarak kendimize rakip gördüğümüz kimselere karşı gösterdiğimiz bir ifadedir.

 

 

 

Bu ifadeleri tanımanızı kolaylaştıracak bir pratik uygulamasının internet sitesini vereceğim. Söylediğim gibi bunlar anlık ifadeler olduğu için başlangıçta bilinçli bir dikkat gerektirir. İşe kendinizi gözlemekle bile başlayabilirsiniz. Bir süre sonra fark etmeden bu işaretleri okuyabildiğinizi fark edeceksiniz. Ayrıca bahsi gecen Lie To Me isimli dizi de aynı oranda yararlı olacaktır.

Mikro Ifadeler Test: http://www.microexpressionstest.com/

About The Author

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.