Sinema ve İnsan Hakları
Sinema ait olduğu toplumun sosyal ve kültürel dinamiklerini ortaya koyan bir sanat ve bilim dalıdır. Çekim tekniklerinin mevcut gerçekliği yeniden üretmesi ya da gerçeğe en yakın içimde verebilmesi, görüntünün tarihi bir belge niteliği taşımasına olanak tanır. (Kalaycı, Türk Sinemasında İnsan Hakları, 2016, s. 29) İnsan hakları ise tamamı ile evrensel bir konudur. Anlatılmak istenenlerin açık ve anlaşılır bir şekilde anlatılmasında etkin rol oynayan ve evrensel bir kitle iletişim aracı olan sinema sayesinde birçok konu işlenebilmektedir.
Toplumda yaşanan her olay, her değişim ve her yenilik kitle iletişim araçları sayesinde yayılır, saklanır ve dağıtılır. Sinema sınırları olmayan ve her konunun işlenebildiği uçsuz bucaksız bir alandır. Ancak senaristin hayal dünyası ile sınırlı olan bu alan birçok yönden toplumsal konulara eğilmenin mükemmel bir aracı olmaktadır. Sinema aracılığı ile İnsan Hakları konusunun işlendiği birçok yapıt da bulunmaktadır. Sadece spesifik konular değil yaşanılan dönemin merak edilen tüm konuları hakkında sinema yapıtları bulunmaktadır. Geçmişten bugüne teknolojinin sinema dünyasını ortaya çıkardığı andan itibaren İnsan Hakları alanında da birçok yapım gösterime girmiştir.
Her birey İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi maddeleri kapsamında bulunan haklara sahip olarak dünyaya gelir. “Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.” (Kasım & Atayeter, 2012) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bu konuda oldukça açık ve net maddelere sahiptir. Ancak gerçek hayatta beyannamenin maddelerinin tamamen uygulanmadığı maalesef inkar edilemeyecek bir gerçektir. Ünlü düşünür 1300’lü yıllarda yaşamış İbn Haldun coğrafyanın kader olduğu söyler. İnsanlar aynı imkanlara sahip olarak doğmazlar. Birçok kişi kaderini kendi yazacağına inansa da kişilerin hangi coğrafyada doğduğu ve hangi ekonomik şartlara sahip olarak dünyaya adım attığı geleceğini belirleyen önemli faktörlerden bazılarıdır. Hayatımızın ilk birkaç yılı hakkında çok az şey hatırlarız. İrade ve karar verme yeteneğimizi kazanana kadar kararlarımızdan sorumlu da tutulmayız. Beyanname aşırı iyimserdir. Belki de bu nedenle tam olarak beyannamenin içeriği tüm dünya üzerinde uygulanamamaktadır.
İnsan Hakları sinema gibi bir kitle iletişim aracı ile birçok açıdan işlenmiştir. Kimi zaman “Nerede İnsan Hakları?” dedirten içerikler kimi zamansa aşırı iyimser yapıtlar ile kendini göstermiştir. Sinema toplumu anlatan, haksızlığa uğrayan insanların sesi olabileceği gibi güçlü olanların da sesi olabilir. Yansıtmak ancak yazarın elinde olan bir süreçtir. Gerek Dünya sinemasında gerek ise Türk sinemasında İnsan Haklarının işlendiği birçok yapıt bulunmaktadır.
İnsan Hakları Temalı Sinema Yapıtları
İnsan hakları; beyanname içerisinde yer alan maddelerin genel bir toplamı olarak ele alınırsa haksızlığı, kişilerin temel haklarının ellerinden alındığı konuların işlendiği tüm sinema yapımları İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kapsamında ele alınabilir.
Değişen toplum düzenleri ve yönetim biçimleri beraberinde yeni yaptırımlar getirir. Bu yaptırımlar her zaman kişilerin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi içeriğinde geçen temel haklarını göz önünde bulundurarak konmayabilir. Kapitalizmin insanlar üzerinde ne denli değişimlere neden olduğunu göz önünde bulundurursak kapitalizmin ortaya çıktığı dönemdeki yaşam koşullarını inceleyebiliriz. Bunu en iyi anlatan sinema yapımlarından biri de “Modern Zamanlar” (Chaplin) olabilir. 1929 ekonomik krizi ile birlikte insanların yaşam koşullarının nasıl değiştiği konu alınır. Charlie Chaplin’in başrolünü oynadığı yapımda konuşmalar yoktur çünkü yapımın evrensel olması hedeflenir. Beden dili ufak farklılıklar olsa da neredeyse tüm dünyada anlaşılabilen ortak bir dildir. Jest ve mimiklerin kullanıldığı bu filmde asıl anlatılmak istenen değişen toplum düzeninin insanların haklarını nasıl hiçe saydığı ve insan hayatını nasıl değiştirdiğiydi. Bu değişikliğin nedeni bir kriz de olabilir yönetim değişikliği de.
Demokrasi ve İnsan Hakları hakkında Özcan şöyle bahseder: “İnsan haklarının etnik köken, dil, din, inanç, cinsiyet ve ideoloji gözetmeksizin, özgür ve eşit olduğu kabul edilen her insanın doğuştan sahip olduğu, devredilemez birtakım temel kişi haklarına karşılık geldiğini hatırlayacak olursak, çoğunluğun iradesine (isteklerine) saygıyı dile getiren çok partili seçim sistemine dayalı demokrasilerde, kişilerin hiçbir ayırıma uğramadan temel haklarının korunabileceğini ileri sürmek, en hafif ifadeyle, çelişkiye düşmek anlamana gelir.” (Özcan, 2018) İnsan Hakları her anlamda konu olarak işlenen bir meseledir. Sinema dünyası toplumsal bağlamda yaşanan sorunlara değinebilir. Aynı zamanda umut, inanç gibi farklı unsurlara da dikkat çekebilir. Bir sinema yapımı insanların düşüncelerini değiştirebilecek güce de sahip olabilir. Bu neyin anlatılmak ve benimsetilmek istendiği, toplumun bunu kabul etmeye ne kadar hazır olduğu ile de bağlantılı olarak meydana gelebilir.
Aslında sinema dünyasında seyirci imgelerden etkilenir. İnsan haklarının öğretilmesi ve nesilden nesle değer kazanmasında eğitim ve öğretim gereklidir. Bu eğitimin yollarından biri olarak da sinema kullanılmaktadır. Sinema ve İnsan Haklarının eğitimi konusunda İoanna Kuçuradi bir çalışmasında şöyle bahseder: “Sinemada seyirciyi etkileyen, onun gördüğü imgedir. Anlamasa da, film seyirciyi doğrudan doğruya etkiler. Bu imgelemeyi/tasarımlamayı gerçekleştiren, rejisördür. Bunun için bir düşünceyi imgeleştirme biçimi, “iyi” rejisörü diğer rejisörlerden ayırt eder; oyuncunun da bu imgeye bürünebilmesi/bu imgeyi imge olmaktan çıkararak kendine özgü bir gerçeklik haline getirmesi biçimi de “iyi” oyuncuyu diğer oyunculardan ayırt eder.” (Kuçuradi, 2018)
Sinema yapıtları ele aldığı konuya bağlı olarak İnsan Haklarını tema alabilir veya farklı konulara yönelebilir. Aynı Türk edebiyat tarihinde olduğu gibi toplumsal içerikler yayınlayanlar ve sanatsal içerik yayınlayanlar sinema dünyasında da mevcuttur. Dönemsel olarak incelendiğinde Türk sinema tarihinde sinemanın ülkemizde bir kültür haline geldiği ilk dönemlerden bu yana hem toplumsal konularda hem de farklı konularda binlerce yapım ortaya konmuştur. Bu durum hem Türk sineması hem de Dünya sineması için geçerlidir.
Türk Sineması ve İnsan Hakları
“Sinema filmleri, disiplinler arası bir perspektifi gerektiren çok boyutlu tema, anlam ve imgelerle yüklüdür. Bu nedenle sinema çalışmaları, farklı disiplinlerin buluştuğu vazgeçilmez bir alan olmuştur. Görmenin ve bakışın politik imgelerle dönüştüğü bu çağda, bir anlatı olarak sinemanın yollarının kesiştiği alanlardan biri de hukuktur. Hukukun ve eleştirel hukukun sinemada temsil edilmesi, toplumların hem güncel hem de tarihsel sorunlarının dile getirilmesi açısından önemli bir rol üstlenmiştir. Bu bağlamda hukuk ile sinemanın bir aradalığı, kimi zaman adalet/hakikat arayışı, kimi zaman sistem/toplum eleştirisi, kimi zaman da insan hakları ihlalleri ile yüzleşilmesi şeklinde beyazperdeye yansıtılmıştır.” (Akal, 2018)
Türk sineması için İnsan Hakları temalı yapımlar yüzlerce farklı yapım olarak baş gösterir. Kişilerin temel insan haklarına zarar veren tüm yönelişleri anlatan yapımlar bir anlamda Türk Sinemasında insan haklarının işlenmesidir. Her dönemde insan haklarını işleyen Türk sinema yapımları da bulunmaktadır.
“İnsan hakları, sinemanın mercek altına aldığı önemli bir alandır. Her ülkede var olan ekonomik eşitsizlik, siyasi otorite ile denetlenen topluluklar, savaşlar birçok insanın mağduriyetine, insanca yaşayamamasına ya da ölümüne yol açar.” (Kalaycı, Türk Sinemasında İnsan Hakları, 2016, s. 31) Kalaycı tarafından bahsedilen bu konulara Türk sinemasında da sürekli yer verilmektedir.
Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından yapımı için onay verilen ilk Türkiye İnsan Hakları temalı film olan “Kıyıdakiler” filmi birçok anlamda insan haklarının ihlalinden, insan haklarının içeriğinden bahsetmektedir. İstanbul Film Festivalinde ilk kez yayınlanan film ülkemizde yapılan ilk İnsan Haklarına doğrudan yönelimi olan yapımdır. İnsan haklarının evrensel olması nedeni ve film temasının da aynı olmasından kaynaklı olarak içerik ülkemiz bazında yayınlasa da bir anlamda evrenseldir.
Yabancı Sinema ve İnsan Hakları
İnsan hakları Türk sinemasında olduğu gibi yabancı sinema dünyasında da sıklıkla işlenen konulardan biridir. Birçok yapım ve içerik bulunan İnsan Hakları konusunda daha önce Charlie Chaplin tarafından başrolü ve yönetmenliği yapılan “Modern Zamanlar” (Chaplin) film yapımından bahsetmiştik. Bu yapım temelde insanlara toplumun dönüşümünü göstermeyi hedefler. Belli bir fikri ve amacı insanlara göstermeyi hedefler.
“Dünya üzerinde yaşanan savaşlar, ölümler, şiddet özellikle insani yaşam koşullarını yok etmekte, siyasi darbelerde bu yıkıcı etkiyi desteklemektedir. 1948 yılında İsrail’in kurulmasının hemen ardından bitmeyen gözyaşı ve ölen binlerce insan, 1979 yılında İslam Cumhuriyeti ile yönetilen İran’da özellikle kadınlara uygulanan haksızlık ve kısıtlamalar sinema filmlerine de yansımıştır. Bu filmlerde yaşanan acılar gösterilirken bir yandan da umut etmenin gerekliliği, kurtuluş, diriliş gibi temalara da yer verilir. Zira gerçek hayatta cezalandırılmayan sorumlular, film kurgusu içinde hak ettiği şekilde yargılanır bu sayede izleyici tatmin olur. Bu doyum bireyi geçici olarak rahatlatırken pes etmeyip direnmeyi de kutsal kılar. Özetle yaşanan hak ihlalleri filmler aracılığı ile evrensel bir kimliğe bürünür.” (Kalaycı, Türk Sinemasında İnsan Hakları , 2016)
Sinema yapıtları çoğu zaman ortaya çıktıkları toplumdan bağımsız olarak var olamazlar. “Modern Zamanlar” gibi yapıtlar istisna tutularak her yapıt ortaya çıktığı dönemin ve toplumun özelliklerini taşır. “Daha İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ilan edilmeden önce sinema, insanlık onurunu ve insanca yaşamı kutsayan filmler çekmişti.” (Aydemir, 2016)Yapıt insan haklarını tema alıyorsa ortaya çıkan haksızlığı dile getirirken kendi toplumsal şartlarını ve durumlarını da ele almak mecburiyetinde kalır. Dünyanın tamamında yaşanan salgın hastalıklar hakkında bile çekilmiş olsa sinema yapımları bir anlamda evrensel iken bir anlamda da kültürel olarak var olurlar.
Sonuç
Sonuç olarak Türk sineması ve Yabancı sinema içerisinde İnsan Hakları konusuna değinilmesi her dönemde gerçekleşen bir durumdur. Bunun en temel nedeni ise insan haklarının evrensel olması ve her dönemde İnsan Hakları Beyannamesinde bulunan maddelerin her birinin tamamen uygulanamıyor olmasıdır. İnsanlar savaş, yönetim rejimleri gibi farklı durumlar yüzünden temel yaşam haklarını kullanamayabilir veya temel yaşam hakları yine zorla insanların ellerinden alınabilir. Bu gibi durumların ifade edilmesinde ve izleyicilere yansıtılmasında sinema dünyası büyük rol üstlenir.
Sinema etki alanı çok geniş bir kitle iletişim aracıdır. Bu nedenle de dünya genelinde yayınlanan sinema yapımları büyük ilgi toplamaktadır. Yine insan haklarının ifade edilmesinde ve öğretilmesinde de büyük rol oynar.
Sinema bünyesinde ortaya çıkan yapımları incelediğinizde tema olarak toplumsal sorunları veya insan haklarını ele almasa bile belli bir kültürü ve toplumsal unsurları barındırdığını görebilirsiniz. Hiçbir sinema yapımı bir kültürden bağımsız olarak var olamaz. Kültür insanların hayatlarının bir parçası değildir. Kültür insan hayatının zeminidir. Her insan hayatını yaşarken bir kültürden ve toplumsal yapıdan etkilenir. Sinema için de kültür insan için taşıyan önemi taşır.
Kaynakça
Akal, C. B. (2018). Sinemada İnsan Haklarının Beden Üzerinden İhlalleri. İstanbul : İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ Lisansüstü Programlar Enstitüsü Hukuk Yüksek Lisans Programı .
Aydemir, G. (2016). İnsan Hakları Filmelrinde Stereotipleşmiş Kadın ve Çocuk Karakterler. Film Arası, 20.
Chaplin, C. (Yöneten). Modern Zamanlar [Sinema Filmi].
Kalaycı, B. (2016, Aralık ). Türk Sinemasında İnsan Hakları. Film Arası, 28.
Kalaycı, B. (2016, Aralık ). Türk Sinemasında İnsan Hakları. Film Arası, 29.
Kalaycı, B. (2016). Türk Sinemasında İnsan Hakları . Film Arası , 31.
Kasım, M., & Atayeter, D. (2012, Eylül). 1960’lı Yıllarda Türk Sinemasında Toplumsal Gerçeklik,. Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 35.
Kuçuradi, İ. (2018, Şubat ). Sinema Felsefe ve İnsan Hakları. İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi ve UNESCO Felsefe ve İnsan Hakları Kürsüsü Bülteni(3).
Kurulu, B. M. (1948). İnsan Hakları Evrensel Beyannemesi. Birleşmiş Milletler.
Özcan, M. (2018). İnsan Hakları ve Demokrasi . İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi ve UNESCO Felsefe ve İnsan Hakları Kürsüsü Bülteni.