Okuyacağınız yazı, seksen yıllık bir araştırma sonuçlarından hareketle, yayınladığım iki yazının üçüncü ve son bölümü. Bu yazıda değişimden uzak durmanın değil, yaşamın getirdiklerine uyum sağlayarak sosyal çevremizle aktif bir ilişki sürdürmenin sağlıklı ve uzun hayatı desteklediğini okuyacaksınız.
Buraya kadar kalıtsal özelliklerin aşırı önemsenmesinin doğru olmadığını, sağlıkla ilgili genel tavsiyelerin değerinin çok sınırlı olduğunu, risk faktörünün hastalık anlamına gelmediğini, stresten uzak durmak ve endişelenmemek gibi birçok hatalı kabul olduğunu yazmıştık.
Seksenli yılların başında yazmaya başladığımız ve 1986 yılında Türk toplumunu stres kavramı ile tanıştıran ve bugün 26. baskısı ile hala kitabevi raflarında duran “Stres ve Başaçıkma Yolları” kitabında konuyu şöyle ele almıştık. (Baltaş Z. ve Baltaş, A. (1986); “Stres ve Başaçıkma Yoları”, Remzi Kitabevi, İstanbul)
“Bazı insanların strese daha dayanıklı olduğu bilinmektedir. Örneğin, bütün bir ulusun sorumluluğunu ve kaderini sırtında taşımış birçok devlet adamı hem uzun hem de sağlıklı bir yaşam sürmüştür. Bu konuda en çarpıcı örnekler, İsmet İnönü ve Winston Churchill’dir. Gerek İnönü, gerek Churchill üstlendikleri sorumlulukları ve mücadeleleri hayatlarının bir parçası olarak kabul etmiş, güçlükleri kendi bedenlerine yansıtmamayı başarmış insanlardır. Bu güçlü kişilikler gerçek savaşları, bir satranç oyunu gibi görmüşlerdir. Oysa birçok kişi, bir satranç oyunu gerçek bir savaş gibi algılanmaktadır”.
Benzeri örnekler bilim adamlarının dikkatini çekmiş ve bazı insanları strese dayanıklılık
Konusunda diğerlerinden ayıran özellikleri araştırmışlardır.
Bunun için araştırmacılar Yakın Zaman Hayat Olayları Listesinden yüksek puan alanları, bir grupta hastalık ortalaması yüksek olanlar, bir grupta hastalık ortalaması düşük olanlar olarak iki gruba ayırmışlardır. Bunun sonucunda hayat değişiklikleri puanı yüksek olduğu halde sağlıklarını korumayı başarmış grubun, diğer gruptan üç boyutta farklılık gösterdiği görüşmüştür.
- İşlerine ve sosyal hayata daha aktif katılanlar. Yaptıkları işten ve katıldıkları sosyal faaliyetten zevk alanlar.
- Mücadele ve değişiklikten zevk alanlar.
- Hayatlarını ve çevrelerindeki şartları kontrol ettiklerine inananlar.
- Gelecekle ilgili olumlu beklenti içinde olanlar (umut faktörü).
- Kişiliklerinde hoşgörü ve esneklik faktörünü bulunduranlar.
- Yakın çevreleriyle olumlu duygusal ilişki içinde bulunanlar.
Bu özelliklere sahip olanlar, Yakın Zaman Hayat Olayları Listesinden yüksek puan alsalar bile, daha sağlıklı yaşamayı başarmaktadırlar.
Mutluluk doğrudan sağlıklı olmaya yol açmamaktadır. Ancak mutluluk ve sağlık uzun yaşamaya yol açmaktadır. Uzun yaşayanlar sağlıklarını takip ederek ve sık sık uzun dönemli tedaviler görenler olmayıp tam tersine hayatlarının büyük bölümünde doktorla, ilaçla fazla ilişkisi olmayanlardır.
Hayatın Dönemleri
Terman Grubunda, araştırmacıların “sağlıklı yol” olarak tanımladıkları yolu seçenlerin hayatlarının ilk üçte birlik bölümü incelendiğinde fiziksel olarak aktif oldukları, bulundukları çevreye iyi uyum sağladıkları, geniş arkadaş çevresine sahip oldukları görülmüştür. Bu kişiler altmış yaşına ulaştıklarında birçoğunun güçten düştüğü ve enerjisini kaybettiği saptanmıştır. Buna karşılık gençliğinde çok aktif olmayan ancak aktivitesini zaman içinde artıranların daha uzun yaşadıkları anlaşılmıştır. Fiziksel olarak aktif olmak iyi, sağlıklı ve uzun hayat için temel belirleyicidir. Bu, düzenli fizik egzersizi yapmak ve koşmak anlamında olmayıp sosyal çevrenin, günlük alışkanlık ve rutin düzenin aktif olmayı gerektirmesi anlamına gelmektedir. Çünkü Terman grubu üyelerinin döneminde jogging, jimnastik salonları, koşu bantları olmamasına rağmen, araştırma grubundakilerin bir çoğu aktif, zinde ve zayıftı.
Neşeli olmak, öğrencilik yıllarında arkadaşlar arasında sevilen ve sivrilen birisi olmak, dışadönüklük uzun hayatla ilgili bir ipucu vermemiştir. Benzer şekilde hayatı kolaya almak, fazla zorlamamak, hep güvenli ve zorlamayan seçimler yapmak, stresten kaçınmak da uzun hayatla ilgili bir değer taşımamaktadır.
Uzun hayatla ilgili olarak bulunan özellikler şunlardır (1);
- Kararlılık, sabır, sıkı çalışma
- Yakın arkadaşlık bağları ve çevreyle yakın ilişkiler
- İlginç ve zorlayıcı bir iş
- Amaçlarının peşinden gitmek
- Hayatından memnun olmak ve hayatında anlam bulmak
- Başarı duygusuna sahip olmak
Bu özelliklere sahip insanların büyük çoğunluğunun geniş bir sosyal ilişki ağına sahip oldukları görülmüştür. Bu özellik insanlarla birlikte olmayı teşvik eden fiziksel aktivitelerin içinde olmalarına yol açmaktadır. Böyle insanlar büyük çoğunlukla toplumdan aldıklarını topluma verme çabası içinde oluyor, mesleklerini seviyor ve ilerliyorlar. Bu kişiler sağlıklı ve besleyici bir evlilik hayatı veya sabit ilişkiyi uzun yıllar sürdürebilmektedirler.
Sonuç
Bütün bu sıralananlar sıkı çalışmaktan kaynaklanan anlamlı bir hayat ve insanlara ulaşma imkanı verir. Bu da zor durumlarla başa çıkmayı ve başarısızlıkların üstesinden gelmeyi ve başarıya ulaşma şansını artırır. Sağlıklı ve uzun bir hayat için streslerden kaçınmak değil tam tersine mücadele içinde yılmaz bir duruş sergileyerek öz yeterlilik kazanmaktır. Bu öz yeterlilik gelecekte karşılaşılacak zor durumlarda kişinin kendisini yeterli hissetmesini sağlayacaktır. Sağlıklı ve uzun yaşamak için bu yeterlilik ve hayatı kontrol duygusu çok önemlidir.
[1]http://www.acarbaltas.com/saglikli-ve-uzun-yasamak-iii/
*Bu yazı Sayın Acar Batas tarafından 04.08.2019 tarihinde kendi ismini tasiyan sitesinde yayınlanmıştır.
References
↑1 | http://www.acarbaltas.com/saglikli-ve-uzun-yasamak-iii/ |
---|