Yapay zeka araştırmaları beynin işlevi incelenmesi ile sıkı ilişki içindedir. Sinir sisteminin tüm bölümleri de birbiriyle her zaman iletişim içindedir, bir bütün olarak çalışır.
- Merkezi Sinir Sistemi, tüm nöronları içerir ve insan bedeninin tüm davranışlarını yönetir.
- Çevresel Sinir Sistemi, beyin ve omuriliği beynin diğer bölümleriyle ilişkilendiren sinirlerden oluşur.
Dipnot: Oksijen azlığı (özellikle doğum esnasında), beslenme yetersizliği zihinsel gelişimi etkilemektedir. Tabi bu uzun bir süreçtir, anlık değişimler beklenmemelidir.
Beynin işleyişi basit anlamda; nöronlardaki akımların bağlantılar arcılığı ile bir nörondan diğer nörona iletilmesine dayanır. Çevreden alınan bilginin iletişimi ve işlenmesi birey olay karşısındaki tepkisini üretene kadar gerçekleşir. Peki işleyişin hızı zeka seviyesine dair bir ipucu verir mi? Bazen evet bazen hayır.
1. grup nöronlar tarafından alınan bilgi beynin özgülleşmiş bölgelerine iletilerek algılanır. Sonra da aynı anda alınan veya daha önce bellekte depolanmış bulunan aynı nitelikteki bilgilerle karşılaştırılır. Bir giriş nöronu diğer çok sayıda nöronu haberdar eder ve bu şekilde bilgi yayılarak birçok beyin alanı tarafından değerlendirilmiş olur. Bu şekilde bir sentez oluştuktan sonra birbirini izleyen işlemlerle eylemler ortaya çıkar. Bu işlemlerin süresi çok çok kısa olduğu durumlarda refleks söz konusudur.
Beynin temel özelliklerinde bir başkası da şudur:
Her aşamada nöronlar ve nöron bağlantılarının bir bölümünün bir önceki aşamaya bilgi sunması ve tekrar kontrolünün sağlanmasıdır. Genellikle karar verme aşamasında duyular olayları son ana kadar kaydeder, düzeltir veya ortam şartlarına uyum sağlar.
Refleksif ve düzenli işlemlerde bütün ayrıntıya önem vermeyiz Mesela su içerken gerçekleştirilen eylem sırası ezberlenmiş uzun bir düşünme ve anlama evresine gerek kalmamaktadır. Bu yüzden bazı mizahi durumlarda ortaya çıkmaktadır. Bardağa su doldurmadan bardağı ağza götürmek ve istemsizce yutkunmanın gerçekleşmesi.
Her davranışın altında yatan binlerce sinirsel süreç saniyenin milyonda biri kadar küçük bir zaman aralığında gerçekleşir. Büyük hesaplamalarda bu süre bilgisayara oranla daha uzun sürsede bilgisayara birisine su içmesini öğretmek çok basamaklı bir çarpma işlemi yaptırtmaktan daha zordur. Bizler içinse tam aksi durum geçerlidir. Belki de bizi biz yapan budur.
Dış dünyada ki ışınsal enerji gözümüze iletilir. Sinirler aracılığıyla beynin değişik bölgelerine iletilen bu görsel bardak olarak anlamlandırılır. Bu anlamlandırma sonucunda uzanıp bardağı alır ve su içme davranışını gerçekleştiririz. Bunun yanında birde hastasına ameliyat yapan doktorun geçirdiği sinirsel süreci düşünsenize….Ne kadar karmaşıktır, kim bilir!
Sonuç olarak söylemek gerekir ki, beyin hakkında bildiklerimiz bilmediklerimiz yanında son derece azdır. Fakat her ne kadar beynimizi anlama konusunda zayıf kalsak da anlayabildiğimiz kadarını bilgisayarda modelleyebilmek insanlık için olumlu bir gelişmedir , evrensel olumlu amaçlara hizmet ettiği sürece…